22 Ocak 2017 Pazar


Söz konusu çiğ köfte olunca,
Saatin pek de önemi olmuyor. (:
Bize afiyet, size iyi geceler olsun..

17 Ocak 2017 Salı


Yarım bıraktığım yerden  devam;
Bu kadar kolay bir şey değil, yani uçağa binmek, asansöre binmek, kapalı yerlerde bulunmak, yani en azından fobisi olanlar için dünyadaki en stres verici eylem. İnsan istiyor ki ayakları yere bassın, havada asılı kalmasın. Gerçi insan korkmamak da istiyor. Ama bazen o kadar kolay olmuyor. Binlerce senaryonun arasından en kara olanları kurma yeteneği biz karamsar insanlara verilen bir çeşit lanet olsa gerek. Yani sadece o binlerce senaryo arasında birini seçsek bile. Oscar adaylığına yürümüşüz gibi geliyor. Bak bir kez dene, kurduğun o karamsar senaryoyu yaz bir deftere. Sonra oku, film çekilmez mi?
Kendini aşağılamana ya da korktuğun için öfkelenmene gerek yok. Çünkü sen korkmak için mutlaka geçerli bir sebep bulmuşsundur. Çünkü insanız biz, tüm sıkıntılar, tüm duygular, tüm ifadeler bizim için, bize özgü...
Korkmak da bunlara dahil. Böcekden, köpekden, köpekbalığından, denizden, asansörden, uçaktan, sevmekden..
En çok da mutlulukdan korkmaktan..
Bazen olaylar bizi direnemeyeceğimiz noktalara sürükler. Bazen o noktalarda çok da direnmemek gerek. Sanki o deneyimlememiz gereken bir maceradır. Bazen mecbur kalarak binilen bir uçak ya da merdivenle çıkılmayan bir kata asansöre binerek çıkmak zorunda kalmak gibi.
Kabule eren tüm korkular yitip gider.
Lütfen kendine korkularında hak ver. Evet korkabilirim "tabi ki" korkabilirim de. Bir kere dene. Bu seni öyle güzelliklere ve cesarete götürecek ki hayret edeceksin..
Korku bizlere özgü, hayatın espri anlayışı bol acılı Adana dürüm gibi? Yoksa Urfa mıydı o? Hep karıştırırım.
Acıyı yer, çıkarırken zorlanırız ama mide ve bağırsaklarımız da hatırı sayılır derecede temizlenir.
Doğru mu?
Evet...
"Tabiki".
Yazımıza burda son verirken benim için çizilmiş bir resim paylaşıcam;
Gözlerim pörtlek,
Kaşlarım keman,
Dudaklarım silikon,
Saçlarım peruk..
Onemli olan niyet. :D
Teşekkür ederim "Meryem Ş."


14 Ocak 2017 Cumartesi

Hayatım boyunca, başlangıç yapmak da zorlandım. İşin aslı bütün "büyüsü" de burda. Çünkü başı olan bir şeyin mutlaka sonu oluyor. İnandığım şeylerin peşinden gidemeyen bir zavallı gibi hissediyorum kendimi.
Ezik..
Daha adisi ne varsa işte..
En aşağılık sözleri hakeden elbette ben değilim, ama en aşağılık muameleyi yapan insan(lar) var hayatımda. Keşke doğmadan önce insana sorulsa; seçeceği hayati en önemlisi aileyi..
Evet aile, söz de doğrusu et ve tırnak.
Ama itiraf etmeliyim ki koca bir "yalan".
Ayrılmaz ikilinin göz yaşına bakmak istemezcesine "acıtmak" istiyorsun kendini. Sonra yine o kahrolası korkularının şiddetli maruzuna kalıyorsun.
Kaçamıyorsun..
Saray yuvası sandığın evin foseptik çukurun da bir bok muamelesi görmeye devam ediyorsun.
Ikındıkdan sonra ki gelen rahatlık..
Bir parça mutluluğun bedelini en ağır şekilde ödemek..
Sanki hayat ısrarla gülen gözlerini yakmak istercesine..
Her daim boşalmaya musait, her daim dolu.
Senin mutluluğunu kendi çıkarları, kendi doğruları üzerine hiçe sayanlar, bildiğini okuyanlar..
Bencil egoistler.
Kırılan her parçamın içinde ki umut ışığı bitmeyecek elbet ama, hissettiğim yorgunluk kadar yaşlıyım.
Tükenmek neyse, ordayım.
Mutsuzum evetttttttt, ağız dolusu mutsuz.
Sonra birgün yeniden uyuycam ve bir daha hiç uyanmak istemezcesine.
Karamsarlıklarıma aldırmayın, içinizde ki umudun kaybolmasına izin vermeyin. Tüm samimiyetimle söylüyorum her biriniz gercekden mutlu olmayı hakediyorsunuz. Sayet bir gün aynı yağmura ıslanırsak, aklınızdan ve kalbinizden geçirdiğiniz tüm dualarınız kabul olsun.
Beni okuyan gözlerinize sağlık.
Öptüm.

"Sığınaklar aramak, kederli şarkılardan"


10 Ocak 2017 Salı

Mutlu muyum?
Mutlu olmanın belirtileri neler?Varsa bunun ilimi bilimi, bariz belirtisini söyleyin de biz de bilelim. Hani ilkokulda, lisede falan öğretmen seni arkadaşınla kikirderken yakalar ve "Çocuklar, hmmm, neymiş  bu kadar güldüğünüz anlatın da biz de gülelim" der ya böyle kıl kıl.
Açık açık söylüyorum işte, böyle kafaya takmayan, her koşulda mutlu olabilen, he bir de şu "mutluluk" denen şeyin gercekte ne olduğunu bilen varsa bir zahmet söyleyiversin.
Sevap işlesin.
Oturdum düşündüm öyle, dedim ki insan mutlu olduğunu nerden anlıyor? Gülünce mi? Çünkü ben en çok uyurken mutluyum.
Yani en azından sürekli düşünmek zorunda kalmıyorum, bu da mutluluk verici işte.
Zırvaladım.
Siz iyisi mi bir sonrakine geçin, he bir de bir zahmet sayfanın altına kendinizi mutlu eden şeyleri yazın mesela. Şayet yakalarsanız mutluluğun resmini fotoğrafını da çekin.
Belki sosyal bir ağa koyar "mutlu" olursunuz :).
Bir tanesinin sebebi de ben olayım.
Öptüm.

2 Ocak 2017 Pazartesi

"Hassiktir senin de mi çocuğun oldu?"
Yaşında olmak;
Vallahi gençsin evet biliyorum, evlilik için hele, ohooo...
Zaten evlilik meraklısı da değilsin ki!
Ama arkadaşların da bir bir evleniyor.. Düğünlere yalnız gitmece, sende durumlar nasıl sorularına kem küm etmece ( içinden küfür etmesi de var  muhakkak ), sonra en yakın arkadaşlarının nikah şahitliğini melakoliğe bağlayıp yapmaca ve nihayet yolda yıllardır görmediğin sınıf arkadaşını elinden çocuğunu tutup gezdirirken görünce " Hassiktir senin de mi çocuğun oldu?" demece!
Üstelik sen benden çirkinsin! Sen lisede sümüklünün tekiydin!
Yazıklar olsun Güzin Abla'ya yıllarca yazdın yazdın, herkese verdi de bir sana cevap vermedi!
Bu yalnızca sitem.
"Haydi güzelim, şeker ezelim
 Bu sene de bekar gezelim :) "