7 Şubat 2017 Salı

Yalnızlığım ve ben, birbirinden pek haz etmeyen oda arkadaşları gibiyiz. Birbirimize tahammül edebilmemizin tek sebebi aynı boş hayale sahip oluşumuz. Tek ortak noktamız dertleşebiliyoruz her gidenin yokluğu hakkında..
Sanırım bizi bir arada tutan da bu atıp tutmalarımız gidişlere..
Kalabalıklaşan yalnızlıklara inat, neşeleriyle motive eden dostluklara selam olsun.
Turgay, Emrah, Serdar, Melis, Kardelen, Zeyno, Seda, Sevde, Emine, Aykız, Zeynep, Özgür, Gökhan, Kerem, Murat.

Bir gün biri karşına çıkıp durduk yere sana ne kadar özel olduğunu söylerse..
Durup gözlerinin içine bakıp doğruluğundan bir saniye bile tereddüde düşürmeyecek o ışıltıyı gördüysen..
Kalbini daraltan tüm  anlar bir perdeyi açar gibi  aydınlanıverdiyse mesela?
Hoş geldin de aşka..
Bırak sarmalasın tüm karanlığı, katsın gökyüzüne.
Aşk geldi mi hazır olup olmadığının konusunda çelişkiye düşmek gibi bir lüksün yok senin!
Öyle paldır küldür gelir ki..
Gideceği korkusunu duymana izin vermeyerek koca bir mutluluğu yaşatır sana..
İşte  tam da bu hazır olamama durumu yüzünden geldiği gibi ansızın gidiverdiğinde yıkılır, tüm beklentilere kapatırsın kendini.
Bırak hoş gelsin aşk..
Giderken içten bir siktir çeker hafiflersin arkasından..
Kendini tekrar kapamadan önce güzel bir esintiyle dolar bedenin..
Kendinden tekrar vazgeçmeden önce, Kendimden de vazgeçmeden sevdir, sevdirin kendinizi.
Hoş gelsin AŞK!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder