31 Ekim 2015 Cumartesi

''Kalbime son verdim.
İçindeikler başının çaresine baksın''
Dikkat etmelisin, bende yaşam odası yok!
Derin bir nefes çek;
Tut tutabildiğin kadar.



Kulağınızdan içeri girdiği andan itibaren vücudunuzu saran harika melodi.
Sanırım daha önce kimse tarafından bestelenmemiş,
Söz ve müziği size ait.
Güftesi onda.
''sesinde ki huzuru kimse bilmesin''.

30 Ekim 2015 Cuma


Sanırım hiç büyülü bir aşk yaşayamayacağım.
Bu beni endişelendirse de;
Korkutmuyor.
Vıcık vıcık sevgiler arasından kendimi arındırıyorum.
Hiç yaşanmamış, hiç duyulmamış, hiç hissedilmemiş..
Bir aşk(a) talibim.
Onun da bende gönlü varsa;
Aldım gitti.

Tam olarak ne hissetiğimi bilmiyorum.
Sıkışıp kaldığım kafes (beyin)de;
Sonu olmayan dehlizler var.
Keşfedilmeyi bekleyen fikirler.
En çok da kendimi bulduklarım var.
Bitti diye başladığım her söze,
İçimde ki umudun aklıma oyun oynaması yeniden kuruyor senli/benli sahnesini.
Ben ısrarla inanmak istemiyorum gerçekliğine,
Perdeler insin sahne sonlasın istiyorum koynunda.

19 Ekim 2015 Pazartesi

Yazar;
Yalnız olmak zorunda.
Her duyguyu etinde, kemiğinde, iliğinde hissetmeli.
Aşkı, acısını, kazanmayı, kaybı...
Yazar tek başına düşünmek zorunda.
Kimsesizliği, çaresizliği, acizliği ve nicesini..
Bunlarla baş edecek gücü  bulmak zorunda o.
Nihayet diğerlerine öğretmek..
''Korkmayın geçiyor'' demek zorunda.
Az olan değerlidir, yazar az olmak zorunda.
Az ve öz..
Çok konuşmadan anlatmak,
Dinlenmediğini varsaymak zorunda.
Bilincini anbean çalıştırmak, durmaksızın düşünmek..
Engin denizlerde ki çığırından çıkmış,
Dalgalarla boğuşurcasına kavga etmeli onlarla.
Varla yok arasında ki ''cambaz ipinde'' taklalar atmalı yazar.
Çocukluğunu yanında hayati bir eşyaymışçasına taşımalı.
Ne dününü unutmalı, ne bugününü bırakmalı..
Ne yarına inanmalı..
Sadece bazen inanıyor gibi yapmalı.