20 Haziran 2018 Çarşamba

Sen benim özgürlüğümsün sevgili, gökyüzünde kanat çırpan hallerim yada bir ovada şaha kalkmış; hoyratça dört nala koşan ayaklarım, denizin en derinliklerine dalmama sebep özgürlüğüm.
Sen benim özlemimsin sevgili, her an, her saniye, en akıl almaz hayallerin peşine düştüğüm, aklımı firara sebep, kalbime sultan, başıma taç olan ve her nefeste daha çok içimi sızlatan özlemim.
Sen benim hayatımın renklerisin sevgili, en sevdiğim kırmızı ve yanında mükemmel duran sarı, kendime çok yakıştırdığım mavi, duvarda sevdiğim beyaz, gecemin siyahı, ruhuma sıcaklık katan turuncu, arafta kalmış mor, ve renklerimin en güzeli gözlerinin yeşili...
Sen benim öteki yarımsın sevgili, anlatmasam da anlayabilen, hissedebilen, o en deli hallerimi paylaşan ve ne kadar yazsam da anlatamayacağım.
Sen benim çocukluğumsun sevgili , en çocuk hallerim, en haylaz yanım, bitmek tükenmek bilmeyen merakım, en sevdiğim oyun arkadaşım, paylaşamadığım sevgi...
Hasta yatağımda yatarken bile bir seslenmene sokağa çıkabilecek kadar delice bir düşkünlük bu.
Her bir yanım yara bere içinde, dizlerimde kabuk bağlamak bilmeyen yaralar, sen iste tekrar tekrar kanasınlar.